Amerika’nın yüzme sporunda ne kadar başarılı olduğunu biliyoruz.
Yüzme deyince de akla ilk gelen isim tabiki Michael Phelps. Michael Phelps, olimpiyat tarihinin en çok madalya kazanan sporcusu.
Bugünlerde Michael Phelps’in koçu olan Bob Bowman'ın yazdığı “The Golden Rules“ adlı kitabı okuyorum.
Kitabın içerisinde ilham verici bulduğum bir diyaloğu sizlerle paylaşmak isterim.
Yüzücüler psikolojik olarak güçsüz hale düştüklerinde bir spor psikoloğu onlara destek oluyor.
Diyalog şu şekilde.
Psikolog : “Yarışmaya gittiğinde ne yapacaksın?”
Yüzücü : “Madalya kazanacağım, rakibimi yeneceğim, para kazanacağım“
Psikolog : “Hayır, senin işin A noktası (başlangıç) ile B noktası (bitiş) arasında mümkün olduğu kadar hızlı yüzmektir.
Hızlı yüzmenin rakiple veya madalya ile hiçbir ilgisi yoktur.
Yalnızca hızlı yüzmeye ve yarış planınına odaklanman önemlidir. Madalyalar, para, yarış, kulvar, diğer yüzücüler, sosyal medya; bunların hepsi seni yavaşlatmaktan başka işe yaramayan alakasız gürültü kaynaklarıdır.
Eğer tüm ilgisiz şeyleri içeri çekersen, bu işleri kaotik hale getirecektir.
Basit tut.”
Katılmamak elde değil.
Çok fazla şey hakkında endişeleniyoruz, kontrol edemediğimiz birçok etkenin günlük performanslarımızı etkilemesine izin veriyoruz.
Yanlış şeylere odaklanmak, daha fazla gürültü ile uğraşmak anlamına geliyor. Oysa asıl amaç günlük performans ve ilerlemek olmalıdır.
Bunun için de basit tutmalı ve işin kendisine odaklanmalıyız.
Sevgi ile