Ülkemiz malesef büyük bir felaket yaşadı. Depremlerde bir çok insanımızı kaybettik. Hepimiz elimizden geldiğince yeniden ayağa kalkmak için çalışıyoruz, çalışacağız ve birbirimize sahip çıkarak bu zorluğu aşacağız.
Umarım bu depremi kolayca unutmayız.
Deprem ülkesiyiz.
Bu depremlerin devam edeceğini hepimiz biliyoruz. Özellikle İstanbul depremi korkutucu bir başka beklenen gerçek. İstanbul’da olacak bir deprem tüm ülkeye çok ciddi zarar verecek.
Binaları yenileyelim yaklaşımını anlıyorum. Ama eskilerini yıkalım yenilerini dikey daha yüksek şekilde yapalım mantığını çok doğru bulmuyorum. İstanbul zaten trafiği ve kalabaklığı ile yaşanabilir bir yer olmaktan çıkmış durumda.
İş dünyası insanların uzaktan çalışmasına olanak sağlamalı.
İnsanları binalara ya da ofislere doldurmanın mantıklı olmadığını düşünüyorum.
Uzaktan çalışma ile insanlar daha özgür olabilir, istedikleri yerlere daha rahat gidebilir. Bu da İstanbul’da yaşama zorunluluğunu ortadan kaldıracaktır.
Her sektör buna uygun olmayabilir ama bilişim sektörü buna son derece uygun.
Uzaktan çalışma ile insanlar gitmek istedikleri her yerde olabilirler. Bir yere gitmek için emekli olmayı beklemekten kurtulmuş olurlar.
Uzaktan çalışmayı ben yeni dönemin bir lüksü olarak görüyorum.
Bir balıkçı kasabasına mı yerleşmek hayalin var, al bilgisayarını git. Bu kadar basit aslında.
Deprem ile mücadele sadece fiziki yapıları yenilemek şeklinde ele alınmamalıdır. İnsanların şehirlerde sıkışıp kalmış olmasına neden olan şeyleri de sorgulamak gerekir.
Sevgi ile.