Geçtiğimiz hafta Çapa Girişimcilik Zirvesi’ne misafir konuşmacı olarak davetli idim.
Bir öğrenci kardeşimiz “girişimcilik serüveninizde yaptığınız en büyük hatalar nelerdir?” diye sordu.
Güzel bir soru.
İnsan neye hata der, hata diye bir şey gerçekten var mıdır?
Bir şeyi yanlış yapman, eğer ondan bir şeyler öğrendi isen bence hata değildir. Bence bilmediğimiz şeylerden dolayı yanlış şeyler yaparız, yanlış şeyler yaparak da öğreniriz.
Öğrenci kardeşime sordum “Sence bir bebeğin yürümeye çalışırken düşmesi bir hata mıdır?" Yoksa öğrenmesi için gerekli bir aşama mıdır?“ O da ikinci seçeneğe katıldı.
Bence girişimlerde de bu böyledir.
Hata diye bir şey yoktur.
Düşmek vardır, üzülmek, kızmak vardır ama bunların içerisinde öğrenme varsa kazanım vardır.
Amerikalıların girişimcilik ekosisteminde “fall forward” diye bir sözü var çok hoşuma gidiyor. Düştüğünde bile öne doğru düşüyorsan ilerliyorsun demektir.
Belki hata dediğimiz şeyler kurt kılığına girmiş büyüme dersleridir. Korkunç görünürler ama bir çok öğretiyi içinde taşırlar.
Belki de en fazla tecrübe eden, en çok hata yapmaya açık olan kişiler kazanan kişilerdir.
Geçtiğimiz haftalarda birinci olan koşucuyu kimsenin tanımadığı ama sonuncu olan koşucuyu herkesin artık tanır olduğu bir yarış izledik.
Bou Samnang hepimize sonuncu olsa bile harika bir ders verdi.
Vazgeçmedi.
Sevgi ile.
İlginizi çekebilecek diğer yazılarım