27 Aralık’ta Ankara’da bir etkinliğe katıldım. Ankara’ya hep kendi aracım ile gidip gelmek bana hep kolay gelmiştir. Bu sefer, yolculuk sırasında en azından zamanımı değerlendiririm diye düşünerek treni tercih ettim.
Yanıma bir arkadaş oturdu. Beni çok üzen hikayesi şu şekilde;
Annesi, babası ve kendisi Covid-19 oluyor. Üçünü birden hastaneye kaldırıyorlar. 1 hafta içerisinde annesini ve babasını kaybediyor, kendisi 6 ay yoğun bakımda kalıyor. Yanlış bir tedavi sonrası sakat kalıyor. 1 yıldır işe gidemediği için de işten ayrılmak zorunda bırakılıyor. 2 çocuğu var ve bir iş bulup çalışmak istiyor.
Konuşurken şunu söyledi : "Artık günübirlik yaşıyorum, uzun planlar yapmıyorum. Çünkü hayatın ne zaman ne getireceği belli değil."
Buradan şöyle bir ders çıkarmak gerekiyor.
Başarının bir bedeli vardır, disiplinli çalışma, odaklanma ve zamanı verimli kullanma gibi. Ama bunları yaparken sağlık ve aileyi ihmal etmemek çok önemli.
Biraz daha zorlayayım sonra kendime zaman ayırırım, aile biraz beklesin şunları bir halledeyim gibi bakış açıları sorun yaratabilir. Çünkü geriye ne kadar zamanımız var bilmiyoruz.
Çalışma ritmimizi, sağlık ve aile düzenimize göre kurmamız gerekiyor.
Rutinlerimizi mutlaka buna göre ayarlamalıyız. Hiçbir şeyi ertelememek, hayatın içerisinde dengeli bir yaşam sağlamak önemli.
Daha sonraları "keşke" dememek için, sağlık ve aileye özen gösterelim.
En önemli zenginliğimiz, sağlığımızdır.
Sevgi ile.